26 Mayıs 2016 Perşembe

Benim Oğlum Bir Efe Olmuş


Merhabalar 

Bugün gururu, duygulu, mutlu anlar geçirdim. 

Oğlum okul öncesi eğitimini yıl sonu gösterisi yaparak tamamladı ve katılım belgesi (bir nevi diploma da diyebiliriz) aldı. 

Gözlerim dolu, kalbim pır pır seyrettim can paremi. 

Okul öncesi dört sınıf  o kadar güzel hazırlıklar yapmışlar ki bize dolu dolu iki saat yaşattılar. 

O küçük bedenler gerçekten emek vererek çalışmış, güzel şiirler, türküler ve foklar oyunlarını sergilediler. 

Benim oğlum efelerin efesi olmuştu ve her döndüğünde Haydi Efe diye bağırdı. 



Tüm çocuklar birbirlerinden güzel, tüm anne ve babalar heyecanlıydı. 



Finalde çocuklarımız cübbelerini giyip, keplerini attılar. 


Onuncu yıl Marşımız ile günümüz son bulmuş oldu.




Şimdi çocuklar çok şanslıyken, biz  velilerde bir o kadar şanslıyız. Bu kadar güzel organizasyonları seyretme şansını yakalayabiliyoruz. 

Hafızıma, bilinç altıma yeniden güzel anılar depoladım. mutlu bir gün geçirdim. 

Emeği geçen tüm öğretim üyelerine Küçükköy Kız Meslek Lisesi Uygulamalı Ana Okulu yetkililerine, oğlumun öğretmeni Çimen Hanım'a teşekkürler. 

Oğlumun üniversiteden mezun olduğu günleri görmek diliyorum. 

22 Mayıs 2016 Pazar

En Güzel Davetiye Benim


Merhabalar 

Yine duygu yüklüyüm. Çocuklarımın büyüdüğünü görmek, onların hayatlarının bir parçası olmak ve en güzel günlerinde hep yanında olmak istemem...

o kadar sıralayabileceğim anılarımız oluyor ki, bugün ki yazım bunlardan birisi.

Altı yaşında bir bal böceğim var. Berke Arel 

İkinci çocuğum. Benim sürpriz yumurtam. Benim için ikinci çocuk sahibi olmak istemeyeceğim bir  şeydi ve Allah'ım onu bana Berke'mi bana verdi.

İyi ki de vermiş. 32 yaşımdan sonra yeniden anne olmak zevkini bana yaşattı. Daha erken yaşta anne olmak ile 30'un üstünde anne olmak arasında o kadar fark varmış ki, yaşayınca gerçekten tasdik ediyorsunuz. Daha bilinçli bir anne oluyorsunuz.

Anne ve baba olarak hep en iyisini istiyoruz çocuklarımız için. Bende bu eğitim yılı başladığında okul öncesi eğitim için çok sıkıntılı bir süreç yaşamıştım. İstediğim gibi bir devlet okulu bulamamıştım. Sonrasında yeğenim kız meslek lisesi öğrencisi olduğu için kendi okulunda oğlum için konuşmuştu ve Berkem okul öncesi eğitimine başlamış oldu. 

Oğlumun okulu Milli Eğitim tarafından kendi ilçemizde seçilen pilot Ana Okulu'ydu. 

Eğitim yılı bitmek üzere ve oğlum o kadar güzel bir yıl geçirdi ve yıl sonu gösterisine az kaldı. 

Bu yılda oğlum, satranç, İngilizce ve folklor eğitimi aldı. Ayrıca tiyatrolara, halk ekmek fabrikasına, İtfaiyeye, Müzelere ve akvaryuma gittiler. Okulda 23 Nisan Bayramını kutladılar. Anneler günü için çok anlamlı gösteri yaptılar. Önemli günleri hep vurgulayarak çocuklarımızı bilinçlendirdiler. 

Oğlumun haftanın çocuğu olduğu günde Öğretmenimiz Çimen Hanım ricamı kırmayarak, 14 Nisan'da oğlum sınıf arkadaşları ile doğum gününü kutladı. Berke arkadaşları ile güzel bir gün geçirdi.



2015-2016 eğitim ve öğretim yılı bitmek üzere ve benim şeker oğlumun yıl sonu gösterisi var. 

Davetiyesi elime ulaştığında çok duygulandım.Bazı şeyler tek oluyor ve bir kere yaşama imkanına sahip olabiliyorsunuz. 

Çalıştığımdan dolayı bazı etkinliklere gidemediğinde içimdeki üzüntünün acısı büyük oluyor. 

Şimdi yıl sonu gösterisi için hazırım. Berke ve diğer arkadaşlarının neler yapacaklarını merak ediyorum. 

Biz aileleri güzel bir gün bekliyor. 

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Yeni Doğmuş Bebek Çöpte Bulundu

Yeni Doğmuş Bebek Çöpte Bulundu

İyi geceler 

Cumartesi akşamı oğlumu uyutmuşum, blogumu açıp bir şeyler yazmak isterken gördüm bu fotoğrafı. 

Antalya'da çöp kutusunda bulunmuş bu güzelim bebek. 

Annesi doğar, doğmaz bebeğine çöp kutusunu layık görerek onu oraya fırlatı vermiş. 

İçim paramparça şu an. 

O vicdansıza soruyorum; Sen dokuz ay onu karnında taşıdın. Onun içinde hareket ettiğine şahit oldun hiç bir duygu oluşmadı mı sende? hiç mi bir şey hissetmedin?

Amacın, doğsun ve ondan hemen kurtulayım mı demek oldu?

Senin yaptığın yanlışın hatanın suçlusu mu o melek bebek?

Cennet kokan o bedenin ne suçu var ki çöplerin arasında nefes almaya çalışmış. 

Ama yaşıyor, ölmemiş. Senin onu öldürmeye bak gücün yetmedi. Hala yaşıyor. Bir gün büyüyecek ve başına gelenleri öğrenecek. Seni belkide hiç tanımadığına şükredecek. 

Doğarken anne ve babalarımızı seçemiyoruz. Ama sizin gibi anne ve babaları keşke seçme hakkımız olsa. 

Anne ve baba sıfatları sizin gibi vicdansızlara yakışmıyor. Kirleniyor. Kirletiyorsunuz.


Yapmayın Allah aşkına. Madem bir halt yiyor, bir hata yapıyorsunuz, devletten yardım alın ve doğmadan kaderlerini çizdiğiniz masum bebekleri devlet korumasına verin. 

Sizden daha iyi bakacak, onlara gerçek sevgiyi verebilecek insanlar var. 

Tüp bebek merkezleri ve çocuk sahibi olmak için onca tedavi gören aileler var. Millet evlat sevgisi ile yanıp tutuşurken siz Allah'ın verdiği bir canlıyı çöpe atarak dinen, hukuken, artık ne türlü suç varsa hepsini işliyorsunuz. 

Bir anne olarak sizden gerçekten nefret ediyorum ve insanlık sınıfına yakıştıramıyorum. 

Sebep ne olursa olsun, ucunda ölüm bile olsa yaptığınız suç. 

Vicdansızlar...  Asıl çöpe gitmeyi hak eden sizsiniz.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Olağanüstü Bir Gece



Merhabalar

Stefan Zweig'in okuduğum kitaplardan yine bir tanesi ile karşınızdayım. Olağanüstü Bir Gece

Yazarın kitapları, daha doğrusu benim okuduklarım kraterlerin iç dünyası ve ruhlarında hissettikleri ile ilgili.

Yazar genelde karakterlerine psikolojik analizler yaparak anlatıyor.

Olağanüstü Bir Gece'de bunlardan biri.

Burjuva hayatı yaşayan ve varlığını duyarsız olarak sürdürürken bir subayın,  at yarışlarının seyrettiği bir günde, bunca zaman yaşadığı burjuva hayatınından saparak ahlaksız bir suç işler.

Yaptığı yanlışı düzeltmek isterken, yeniden yanlış yaparak kendinle hesaplaşmaya başlar. Hesaplaşma gecenin ilerleyen saatlerde şehrin arka sokaklarında dolaşmaya başladığında insan olma gerçeği fark edilir.

İşte o adamın içinde haz ve mutluluk ve farkındalık oluşmaya başlamış olur.

Bir gecede nasılda değişim yaşandığını ve bunu iç dünyasına nelere yol açtığını anlatan Zweig, tadımlık kitabında o kadar güzel vurguluyor ki, işte orada alıp okumak lazım.

Zweig sevenler, yazarın tarzını biliğinden bu kitabı da çok sevecektir.

Kitap bir oturmada bitebilecek 69 sayfadan oluşan bir modern klasik serisi.

Bu kadar psikolojik analizler yapan bir yazarın intiharın eşiğine getiren nedir diye sormuyorum değil.

Yaşasaydı kim bilir daha ne çok güzel eserler bırakabilirdi.

Bu kitap bir beyefendinin dönüşüm hikayesidir.

Hepimizi bir yerden bir yere dönüştüren hikayelerimiz yok mu?

Damak tadı bırakacak bu kitabı okumanız tavsiyedir.

  • Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yetiricek bir şeyi yoktur.
  • Çünkü sadece kendi kaderlerini bir gizem olarak yaşayabilenlerin gerçek anlamda yaşadıklarına inanıyorum.
Stefan Zweig'in okuduğum diğer kitaplarının yorumlarını merak ediyorsanız,
buyrun.



9 Mayıs 2016 Pazartesi

Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural

Yazıma "Her çocuk özeldir" diyerek başlıyorum bende.

Kitap aşığı olarak yorumlayacağım ilk kitap sitemizde Timaş Yayınları'ndan basımı ve satışı gerçekleşen şu an en çok satanlarda olan Adem Güneş'e ait Çocuk Eğitiminde 100  Temel Kural adlı kitap olacaktır.

Hangimiz çocuğumuzu yanlış yetiştirmek isteriz? İstemeyiz elbette. Fark etmeden yapmış olduğumuz o kadar basit hatalar var ki, bazen anlayamıyoruz. Ben kendimi çok okuyan, elimden geldiği kadar mantıklı ve düzgün cevaplar vermeye çalışan bir anne olarak görürdüm. Ta ki bu kitaptaki yazıları okuyuncaya kadar. Her bir sayfada bazen “Aaaa bak bunu bundan yapmış.  Aaaaa ben demek böyle yaparak yanlış yapıyor muşum?”

Timaş Yayın Gurubu' un kitaplarını ilk gördüğümde elime alıp incelediğim ilk kitap Çocuk Eğitiminde 100  Temel Kural kitabı oldu ve ertesi gün hemen okumaya başladım.  Kitabı bitireli uzun bir zaman oldu ve başka değerli bir anneye okunması için ödünç verildi. Oradan gelince de başka bir anneye verilecek. Bu kitap sadece anneler için değil, babalar içinde geçerli. Onlarda mutlaka okumalı. Bir çocuk anneden sevgiyi, babadan da güveni alır. Bunu unutmamak gerekir.

Kitapla ilgili detay vermekten kaçınıyorum. Çünkü okumanızı istiyorum.

Bana ilginç gelen bir kaç sayfayı sizinle paylaşmak ve ne kadar faydalı ve eğitici olduğunu göstermek istiyorum.

100 Temel kuraldan oluşan bence ebeveyn eğitmeni bu kitap, mutlak ve mutlak okunmalı. Çocuklarınızın hangi duygularla büyüdüğünü öğrenmeliyiz.

Okuyanlar olursa bana yorumlarını bırakırsa çokkkk sevinirim.

Şimdiden teşekkürler

Hoş çakalın
Unutmayın...
Çocuk sevildiği kadar sevebilir.

adem günes.jpg


Adem Günes.jpg

Adem Günes.jpg

Adem Gunes.jpg

8 Mayıs 2016 Pazar

Maybelline Push Up Drama Maskara


Maybelline Push Up Drama Maskara

Göz makyajı benim makyaj dediğimde en sevdiğim yüz bölgesi. Özellikle gözlerimi öne çıkartmayı seviyorum. Özel günlerin dışında, (oda yılda onu geçmez) ten makyajı yapmam, ama hep göz makyajı yapar çıkarım.

Maskara bir göz makyajı için olmazsa olmaz yien benim için.

İyi bir maskara size iyi bir ifade katabilir ve bakışlarınız değişebilir.

O yüzdendir ki maskara seçimi benim için önemli. Çok beğendiğim bir maskara varsa sürekli onu kullanan ben, maskaram bitince farklı bir şey alayım onuda deneyim dedim ve Maybelline Push Up Drama Maskara kullanan kullanıcıların yorumlarını okuyarak aldım.

Ben hiç beğenmedim.

Hayal kırıklığı.

Neden mi?

Bir kere aşırı ıslak bir maskata, sürerken çok dikkat etmeniz gerekiyor. Islaklığı fazla olduğu için de çabuk kurumuyor. Kurumadığı gibi de iki veya üç kat sürrsenizde de kirpikler yapış yapış oluyor ve daha az kirpikli bir göze sahip oluyorsunuz.

O vadettiği push up etkisini de göremedim. Kıvrıklığı da yok denecek kadar az.

Tek iyi tarafı kolay çıkarılıyor olması. İyi bir makyaj temiliyici ile kirpiklerinizi temizledikten sonra yüzünüzü yıkadığında herhangi bir kalıntı kalmadığını görüyorsunuz.

Benim favori rimelim yine Maybelline'den Falsies Black Drama (kısaca Mor ve dantelli olan)

Pahalı maskaralara denk bir maskara. 

Yazdıklarımın hepsi bana göre. memnun kalıp kullanmaya devam edenler vardır. Benim kirpik yapım farklı olduğu için beğenmemiş olabilirim. yapım gereği kullandığım ürünler hakkında pek olumsuz düşüncelere kapılmadan kullanmayı tercih ediyorum. Gerçekten bu maskara benim umduğumu karşılamadı 

Ürünü indirim zamanında 14 TL almıştım. 

Buradan da kozmetik Firmalarına sesleniyorum. Özellikle Gratis ve Watsons'a 

Ürünlerinin üstüne yapıştırdığınız alarmlar çok kötü. Ürüne yapışıp kalıyor ve çıkmıyor. Üzerinde alarm olan bir ürün kullanmak istemediğimden, alarmı söktüğümde de yapışkan kalıntıları ürünün üstünde kalıyor ve tüm pisliği üzerinde topluyor. 

Dikkat edilmesi gereken bir konu bence. 



28 Nisan 2016 Perşembe

Amway-Ancestry Parfüm


Çiçekleri severim. 
Çiçek kokuları çok severim. 
Çiçek kokulu parfümleri daha çok severim. 

Tam bir koku düşkünüyüm. Parfümlere olan düşkünlüğüm kitaplara kıyasla aynı diyebilirim. Parfümlerim bitince şişelerini atmak bile istemem. O kadar değer veririm.

Her tenin kendine yakışan bir parfümü var. Benim tenimde en çok oyan parfümler çiçek kokularını yoğun olan parfümlerdir. Baharat karışımı yüksek olan kokular bende başağrısı ve mide bulantısı yapmakla kalmayıp kendimi parfüm şişesinin içinde boğulmuş kadar kokuya bürünmüş hissetmeme neden oluyor.

Bittikçe almaktan hiç vazgeçmeyeceğim  aslında iki favori parfümüm var.

Birincisi Lancome La Vista Bella 
ikincisi Dolce Gabbana The One

şimdi bunların yanına bir yenisi daha eklenmiş oldu. 

Amway-Ancestry Parfüm

parfüm bana blogerlarpaylasıyor1yasında etkinliğine sponsor olan Amway Türkiye tarafından hediye olarak verildi. 

Ben ilk kez bir Amway ürünü kullanmış oldum ve bu parfümü çok sevdim. Kokusu ve uzun süre kalıcı olması benim son bir aydır en sık kullandığım parfüm olma özelliğini yakaladı.

Son derece yoğun ama aynı zamanda hafif ve kalıcı bir parfüm. 

Kalıcılığını anlamama sebebiyet veren olay ise sabah sıktığım kokuyu akşama iş yerime gelen bir müşterimin hissetmesi ve parfümün adını öğrenmek istemesiyle oldu. 

Çok güzel koktuğunu ve kızına almak istediğini söylediğinde, benim tepkim “Aaa hala kokuyor mu?” Sorusuyla cevap vermek oldu. 

Bir kaç arkadaşımdan aynı tepkiyi alınca, tenime yakışan kokuyu yine bulmuş olduğumu anladım. 

Parfümü biraz araştırmak ve  içeriğine bakmak istediğimde ise; benim sevdiğim çiçeklerden oluşan ve harmanlanmış olan bu güzel parfüm aynı zamanda yoğun ve kalıcı.

Parfümün kadınlar arasında bayağı tercih edildiğini ve beğenildiğini öğrenmiş oldum.

Bu havalarda benim tercihim Amway Ancestry 

havaların ısınması ile birlikte kullanabileceğiniz ve sizi boğmayacak bir parfüm tercih etmek isterseniz bu kokuyu denemelisiniz.

Hoş çakalın

ANCESTRY Bayanlar İçin Parfüm

  • Armonik bir yapıya sahip, güçlü ve kadınsı bir parfüm. Enfes yoğun kokusunun içeriğindeki bergamot, siyah frenk üzümü, mısır yasemini ve saf portakal çiçeği gibi doğal bileşenler mükemmel bir biçimde harmanlanarak, eşsiz ve zarif bir karaktere bürünür.

  • Siyah frenk üzümü, limon ve bergamot armonik bir yapı oluştururken, mısır yasemini ve inci çiçeği notaları yükselerek sonsuz bir tensellik duygusu yaratır. Kokunun kalbinde yer alan beyaz misk ve amber gerçek bir zarafet aurası yaratırken, bir yandan da karşı konulamaz ve sofistike bir duygu uyandırır. Kalıcı stilin özgün ifadesi.

  • Üst notalar:bergamot, siyah frenk üzümü, limon, portakal, mandalina.
  • Orta notalar:mısır yasemini, portakal çiçeği, absolut, gül, şeftali, inciçiçeği

  • Alt notalar:sandal ağacı, vanilya, beyaz misk, sedir ağacı, amber